Ördekler, ördekgiller ailesinin bir üyesi olup, kazdan daha küçük, kısa boylu, kısa boyunlu ve yassı gagalı, perde ayaklı, kısa bacaklı, suyu çok seven kuş türleridir. Yabani olanlar hariç, genellikle uçamazlar. Bu kuş türüne dünyanın hemen hemen her yerinde, özellikle sulak alanlarda rastlamak mümkündür. Ördekler çoğunlukla göl ve bataklık alanlarda yaşarlar. Hızlı akan nehir ve deniz kenarlarında yaşayan ördeklere de rastlamak mümkündür. Beslenme ihtiyaçlarını kolayca karşılayabilen ördeklerin evcil birçok çeşidi üretilmiştir. Türkiye'de ördekler, birden fazla cinsin karışımından elde edilen sentez denebilecek melez hayvanlardır. Diğer yabancı ülkelerde ise ehlileştirilmiş Kampbel, Pekin, Ruen gibi ırklar bulunmaktadır.

Ördeklerin evcil olanları çoğunlukla vahşi bir tür olan yeşilbaşlı ördekten türemiştir. Yassı gagaları, badi badi yürüyüşleri ve çıkardıkları vak sesleri ördeklerin en belirgin özelliklerindendir. Ördeklerin kısa bacakları bedenlerinin arka kısmında olduğu için yürürken sıkıntı yaşarlar. Ördeklerin erkek olanları dişilere nazaran daha büyük ve görkemlidir. İlkbahar ve kış aylarında yeterli seviyede beslendikleri için etleri daha lezzetli olmaktadır. Bu beslenme işini de bu mevsimler boyunca bol bol avlanmaya borçludurlar. Evcil ördeklerden et, yumurta ve süs amaçlı yararlanılır. Ayrıca soğuğa ve yağmura en dayanıklı canlılardandır.

Erkek ördeklerin fiziksel görünümü genellikle görkemli, parlak ve renklidir. Boyun kısımları ise çoğunlukla yeşildir. Erkek ördeklerin tüyleri yeşil, kurşuni, siyah, beyaz, mavi renklerinin karışımından olup, ördeğe güzel ve parlak bir görüntü katar. Dişi ördekler ise dış görünüş olarak daha donuk ve daha az renkli görünmektedir. Her iki cins ördeğin de soluk, mat ve donuk renkli tüyleri vardır. Sadece Amerika'da çoğunlukta olan yerli misk ördekleri ak tüylere sahiptir. Erkek ördeklerin tüyleri yaz aylarında dökülüp, dişi ördekler gibi esmer bir hal alır. Bu ördeklerin tüyleri kiremit gibi olup birbiri üstüne sık bir biçimde yerleştiği için içlerine kolay kolay su geçemez, geçse bile tüyleri kaygan olduğundan dolayı sudan çıktıktan hemen sonra çabucak kurur. Ördeklere bu kayganlığı sağlayan ise kuyruk üstü yağ bezlerinden gagaları yardımıyla aldıkları yağlardır. Bu yağlar yardımıyla kayganlık oluşur.

Ördeklerin sırt kısımları üstten basık, göğüs kısımlarında ise bir çıkıklık mevcuttur. Yassı ve genişçe bir gaga yapısı olan ördeklerin gagaları sinir hücresi bakımından zengin bir deri ile örtülüdür ve gaganın etrafı tırtıklı bir yapıdadır. Bu canlılar suların altına dalarak çamurları karıştırırlar. Ağızlarına aldıkları çamurlu suyun içinden dilleri yardımıyla ayıkladıkları tohum, kurtçuk ve solucan gibi canlılarla beslenirler. Gayet obur ve açgözlü olan bu türün canlıları sümüklü böcekleri, küçük balıkları, küçük kurbağaları da yemektedirler.

Ördekgiller ailesinin özellikle denizlerde yaşayan türleri ise kabuklu deniz canlıları ve balıklarla beslenmektedir. Ördeklerin evcil olanları yuva yapamadıkları gibi uçma yetileri de yoktur. Yabani ördekler ise çalılıklar arasında ve ağaç kovuklarında yuva kurmaktadırlar. Bu türün ördekleri toplu halde yaşayıp, kış aylarına doğru sürüce sıcak, ılıman iklimlere doğru göç etmeye başlarlar. Evcil ördekler ise daha küçük gruplar halinde yaşayan kümes hayvanlarıdır.

Ördekler genellikle iklime göre Şubat-Mart aylarında yumurtlamaya başlarlar. Yumurtaların sayısı 15-20 taneyi geçtiğinde dişi kuluçka olur. Her dişi ördek kuluçka boyunca 50-60 adet yumurta yapabilir. Ayrıca yavru ördeklerin gelişimi çabuk olduğundan dolayı onlar da kısa bir süre zarfında yumurta yapacak konuma gelirler. Sağlıklı bir dişi ördek en az 7-8 yıla kadar yumurta yapmaya devam edebilir. Ördeklerde kuluçka süresi ise 28-29 gün kadardır. Evcil ördekler 15 yıla kadar yaşarken, yabani ördekler ise 20-30 yıla kadar yaşayabilirler.

Ördekler, doğada ve çiftliklerde önemli bir yere sahiptir. Beslenme alışkanlıkları, üreme özellikleri ve farklı türleri ile dikkat çeken bu canlılar, çeşitli alanlarda insanlara fayda sağlar. Evcil ve yabani ördeklerin bu denli çeşitliliği, doğanın zenginliğini ve adaptasyon yeteneklerini gözler önüne serer.